COVID için yeni bir tedavi kullanıma giriyor.

ABD’de sağlıkla ilgili en yetkili onay kurumu FDA ( Food and Drug Administration) Amerikalı Eli Lilly şirketinin COVID tedavisinin kullanılmasına onay verdi. Onay COVID teşhisi yeni konulan hastaneye yatırılmamış, yani yeni teşhis konulup henüz ciddi sıkıntısı olamayan ama olma riski yüksek olanlarda verildi. İlerde ciddi sorun yaşayabilecek örneğin kilolu, ya da, yaşlı insanlar bu gruba dahil edilebilir.

Kasım 11.2020

ABD’de sağlıkla ilgili en yetkili onay kurumu FDA ( Food and Drug Administration) Amerikalı Eli Lilly şirketinin COVID tedavisinin kullanılmasına onay verdi. Onay COVID teşhisi yeni konulan hastaneye yatırılmamış, yani yeni teşhis konulup henüz ciddi sıkıntısı olamayan ama olma riski yüksek olanlarda verildi. İlerde ciddi sorun yaşayabilecek örneğin kilolu, ya da, yaşlı insanlar bu gruba dahil edilebilir.

Bu tedaviyle ilgili yeni bildirilen bir çalışmaya göre  yeni teşhis konan 452 hastada bir kere verilen bu LYCoV555 isimli antikor tedavisi sonucunda vücuttaki virüs yüküne bakıldı. 11. Gün itibarıyla seçilen dozlardan birisinde azalma görüldü. Buna paralel olarak COVID 19 ile ilişkili hastaneye gidiş veya yatışta da yaklaşık 4 kat azalma görüldü. (%1.6-%6.3) Hala devam eden ve Blaze-1 denen bu çalışmada vücutta ki virüs yüküne ilaveten şikayetler ve hastalık gelişimi de araştırılacaktır.

Eli Lilly’nın bamlanivimab ismini verdiği bu antikor tedavisi, test anormal bulunur bulunmaz ve şikayetler oluştuktan en geç 10 gün içinde uygulanmaktadır. Bamlanivimab, hastalık geçiren bir hastanın kanından alınan, bağışıklık olarak gelişmiş ve virüsün sivri protein ‘’spike protein’’,ine bağlanarak bu yapıyı nötralize eden bir antikordur. Sivri protein hastalığa yakalananlarda virüsün hücreye girişini sağlayan, yani hastalığı başlatan yapıdır. Sonuçta, bu antikor bir nevi virüsün silahını sarıp sarmalayarak etkisini yok eden bir yapıdır.

Bu tedavi, önceden yapılmış çalışmalarda erkenden verilirse hastaneye yatış oranını, kötüleşme şansını azaltabilen, hastalığı kontrolde tutabilecek tek bir kuvvetli antikoru içeriyor. Eli Lilly şirketi sene sonuna kadar 1 milyon hasta için yetecek tedavi dozu hazırlıyor. Hastalığın erken tedavisinde verilecek bu tedavi, günde sadece ABD’de yaklaşık 100.000 hasta olduğu düşünülürse, maalesef sadece 10 gün yetecek tedaviye eşittir. Örneğin iki gün önce ABD ‘de 130.500 yeni vaka bildirilmiştir. İlaç hastaneye yatmayanlara verileceği için hastanede mi verilmeli, orası da net değildir.

COVID-19 tedavisinde fazla seçenek olmadığı için hastalanıp, kanında antikor yani hastalığa karşı bağışıklık yeteneği gelişenlerin kanından alınan hücrelerin kullanımına ilgi artmaktadır. Bir çeşit pasif bağışıklık transferi ile tedavide mesafe alınmaya çalışılıyor. Benzer şekilde, ABD başkanı Donald Trump’ın aldığı Regeneron şirketinin ürettiği tedavi de benzer bir antikor tedavisidir. ABD bazlı bu diğer şirket de, bu arada, FDA onayı kararını beklemektedir

Regeneron şirketi de, 524 hastada gerçekleştirdiği çalışmanın  sonuçlarını paylaşmıştır. Ürettikleri antikor kokteyli REGN-COV2 verildiği hastalardaki virüs yükünü azaltmış ve hastaların hastane ya da, doktor ziyaret ihtiyacını azaltmıştır. Firma yetkililerimne göre tedavide başarının ilk şartı olan vücutta virüs azaltılması sağlanmıştır. Regeneron şirketi bu sonuçlarla FDA kurumuna acil kullanım izni için başvurmuştur.

Bu şirketlerin bildirileri dışında, Hindistan’dan bildirilen yeni bir çalışmada  ise, 464 hastaya hastalananlardan alınan kan, konvalesan plazma transfüzyonu yapıldı. Konvalesan plazma, yani iyileşmiş hasta kanının antikorları içeren kısmı, hastaneye yatırılıp durumu orta derecede sorunlu olan hastalara verildi. Kan alınan hastalığı geçirmiş kişilerin hastalık üzerinden en az 28 gün geçtikten sonra kan/plazmaları alındı. Ancak uygulanan bu tedavinin diğer standard yaklaşıma göre hastalığın ilerlemesinde ciddi bir faydası görülmedi. Sadece nefes darlığı,ve yorgunluk daha çabuk düzeldi. Sonuçta araştırıcılar bu tedavinin kısıtlı faydası olduğunu ifade ettiler.

Dr. Genco Yücel ne diyor?

Hastalığı geçirenlerin oluşturduğu bağışıklığın, transfüzyon ile yeni hastalananlara transferi ve bu sayede tedavi olasılığı pandeminin başından beri üzerinde durulan, denenen tedavi şeklidir. Nasıl ki, kan miktarı düşenlere başkasından kan alınıp verilebiliyor. Burada da, başkasından kandaki bağışıklık yaratan hücreler, antikorlar veriliyor.

 

Bu yazıda bahsedilen üç farklı teknikten ilki, hastalananların kanından alınan spesifik bir antikorun, ikincisi ise, kendi deyimleri ile antikor kokteyli, sonuncusu ise antikor ayırmadan kandaki tüm antikorların verilmesini araştırmış. İlk ikisinde belirgin fayda görülürken, sonuncusunda fayda kısıtlı kalmış. Yine ilk ikisinde, transfüzyon hastalığın erken safhasında hastalar kötüleşmeden yapılmış. Sonuncusunda ise, kötüleşen hastalara tedavi seçeneği olarak verilmiş.

Antikor tedavisinin spesifik antikorlarla ve erken, yani şikayetler ortaya çıkmadan verilirse fayda sağlayabileceği anlaşılıyor. Henüz rahat olan hastalar kötüleşmeden, erken safhada verilen tedavi, günümüzde yaygın olarak rahat olan hastaların evlerinde, karantinaya girerken onların hastaneye çağırılıp infüzyon verilmesini gerektiriyor. Bu da, bu tedavi yaklaşımının en büyük limitasyonu gibi duruyor. Diğeri de, ilk tedaviyle ilişkili belirtildiği gibi, bunun fazla hastaya ulaştırılmasının kolay olmayacağıdır.

 

Tahminim bu çok elegan tedavi seçeneğinin kısıtlı olarak, belki ABD başkanı gibi seçilmiş, elit kişilerde kullanılacağıdır. Bekleyip göreceğiz.



SORU SORUN

Soru Sor

Soru Sor formunu doldurarak sorununuzu sorun, biz yanıtlayalım…

GÖNDER

Muayene

Muayene olmak istiyorsanız,
Muayene Formunu doldurarak bize ulaşabilirsiniz.

GÖNDER